Beyin Cerrahisi
Beyin Cerrahisi bilgilendirme
Beyin Cerrahisi
Web sitemiz , Beyin Cerrahisi ile ilgili sorularınızı, ilgili doktor ve hastaneler hakkında bilgi vererek, merak ettiğiniz tüm soruları öğrenebilir, uzman doktorlarımız tarafından bilgi alabilirsiniz.
Sağlıkturizm.com, Türkiye'deki tüm Hastane, Doktor ve Acentalar hakkında bilgi veren bir sağlık sitesidir.. Herhangi bir sağlık sorunlarınızda yada güzelliğiniz icin yapılacak olan operasyonlarda, operasyon öncesi ve sonrasında sizlere ücretsiz danışmanlık hizmeti vermektedir. Nasıl mı ? Sağlıkturizm.com, sitesine girdiğinizde sizi karşılayacak olan 7/24 canlı destek hizmetindeki uzmanlarımıza, dilediğini sağlık soruları ve sorgulamaları yapabilir, destek alabilirsiniz. Ameliyat öncesi, bütcenize ve sağlık sorunlarınıza göre tüm hastane ve doktorlarda araştırma yapan uzmanlarımız, sizlere en uygun doktor ve hastaneleri sunmaktadır.
Beyin Cerrahisi hakkında bilgileri yukarıda bulunan Doktor, hastane ve sorular başlığında ayrıntılı bilgilere ulaşabilirsiniz.
DOKTORLAR
Sitemizdeki doktorlar herkes tarafından tavsiye edilen ve operasyonlarda başarılı olan doktorlardır. İlgili bölümlerin ilgili doktoları inceleyebilirsiniz
HASTANELER
Sitemizdeki hastaneler herkes tarafından tavsiye edilen ve operasyonlarda başarılı olan hastanelerdir. İlgili hastaneleri, hastaneler bölümünden takip edebilirsiniz.
Doktorlar
Beyin Cerrahisi doktorlarımıza aşağıdaki bilgilerden yada buradan ulaşabilirsiniz.
Op.Dr. İsa GÜHER
1956 yılında Dünya'ya gelen Uzm.Dr.Yeliz Cengiz IŞILDAK, Diyarbakır Üniversitesi Tıp Fakültesinden Mezun Olmuştur.
Hastaneler
Beyin Cerrahisi bölümü olan hastanelereaşağıdaki bilgilerden ulaşabilirsiniz.
Doğan Hospital
Dializ, Tıp Merkeziyle birlikte bir hastanesi olan özel doğan hastanesi 70 doktorla hizmet vermektedir.
beyin cerrahisi nedir ?
Beyin ve sinir cerrahisi, nörocerrahi ya da nöroşirürji merkezi ve periferik sinir sistemi bozukluklarının mekanik müdahele yoluyla tedavisini yapan bir cerrahi uzmanlık dalıdır. Bu dalda uzmanlık alan tıp doktorlarına nörocerrah ya da nöroşirürjiyen denmektedir. Bu uzmanlık eğitiminin sonrasında daha üst ihtisas dalları olarak spinal, fonksiyonel, tümör, vasküler, pediatrik nöroşirürji gibi dalları da vardır.
Gerek branşın eğitiminin ve gerekse pratik uygulamalarının zorluğu nedeni ile nörocerrahların sayısı çok fazla değildir. Tıbbın en çok dikkat ve tecrübe gerektiren dallarından biridir. Birçok ameliyatı yaklaşık 5-14 saat sürer. Bu nedenlerle çoğu ülkede bu dalın uzmanları en çok ücret alan hekimlerdir.
Beyin nasıl bir organdır?
Kafatasının içinde bulunan beyin meninks adı verilen zarlarla kaplıdır. Meninkslerin arasında, beynin içindeki ventrikül adı verilen boşluklarda, beyin ve omuriliğin çevresinde beyin-omurilik sıvısı bulunur. Beyinden çıkan sinirler bazen direkt olarak organa (göz, kulak gibi), bazen de omurilik aracılığıyla bedene dağılırlar. Beyin ve omurilikte sinir hücrelerini çevreleyerek onların yerinde kalmalarını sağlayan hücrelere glial hücreler denir.
Beyin istediğimiz şeyleri yapabilmemize olanak sağlar; yürümek, konuşmak gibi... Ayrıca beyin istemli olmayan bir takım bedensel aktiviteleri de kontrol eder; soluk almak, yiyecekleri hazmetmek gibi... Duyularımız (görme, işitme, dokunma, tat alma ve koklama), bellek, duygu ve kişilik yapımız da beynin kontrolü altındadır. Beyin üç bölümde incelenebilir:
- Beyin (Serebrum): Serebrum beynin en büyük bölümüdür ve beynin üst kısmında yer alır. Duyularımızdan gelen bilgileri kullanarak bedenin uygun cevaplar oluşturmasını sağlar. Aynı zamanda okuma, düşünme, öğrenme, konuşma ve duyguları da kontrol eder.
- Beyincik (Serebellum): Beyincik, beynin alt arka kısmındadır. Burası dengeyi ve yürürken konuşma gibi karmaşık eylemleri kontrol eder.
- Beyin sapı beyni omuriliğe bağlar. Bu bölge açlık ve susuzluk hislerini kontrol eder. Aynı zamanda nefes alıp vermeyi, beden ısısını, kan basıncını ve diğer temel beden fonksiyonlarını kontrol eder.
Beyin Tümörleri
Beyinde kanser nasıl oluşur?
Beyinde kanser, herhangi bir diğer dokudaki kanser gibi oluşur. Organlar dokulardan, dokular da hücrelerden oluşur. Kanser hücrelerin içinde başlar. Normal olarak hücreler gerektiği zaman büyür ve çoğalırlar. Yaşlandıkları zaman da ölürler ve yerlerine yeni hücreler gelir. Bazen bu süreç anormal bir şekilde işlemeye başlar. Bedenin ihtiyacı yokken de yeni hücreler oluşmaya başlar ve yaşlı hücreler de ölmeleri gerektiği zaman ölmezler. Bu durum o dokuda gereğinden fazla hücre birikmesine neden olur. Buna da tümör denir.
Bütün beyin tümörleri kötü huylu mudur?
Hayır. Beyin tümörleri iyi huylu da olabilir kötü huylu da... İyi huylu beyin tümörlerinde kanser hücreleri yoktur. İyi huylu beyin tümörleri:
- Genellikle cerrahi ile çıkarılabilirler ve genellikle yeniden ortaya çıkmazlar.
- Çevrelerindeki beyin dokusunun içine yayılım göstermezler. Ancak kitle etkisiyle bası yaparak, ilgili organda çeşitli ve bazen çok ciddi sağlık sorunlarına neden olabilirler.
- Diğer organlardaki iyi huylu tümörlerin aksine, iyi huylu beyin tümörleri bazen hayatı tehdit edecek durumlara neden olabilirler.
- İyi huylu bir beyin tümörü çok nadiren de olsa, kötü huylu bir beyin tümörüne dönüşebilir.
Kötü huylu beyin tümörleri ise:
- Kanser hücreleri içerirler.
- Hızla büyüyüp çevrelerindeki sağlıklı dokunun içine sızarlar.
- Çok nadiren de olsa bazen omuriliğe hatta bedenin diğer organlarına da yayılabilirler. Bu duruma metastaz denir.
Vücudun başka bir organında oluşmuş olan bir kanser beyin tümörüne neden olabilir mi?
Evet. Bu tür kanserlere sekonder veya metastatik beyin tümörü adı verilir. Beyinde sekonder tümörler, primer beyin tümörlerinden çok daha sık görülür. Bu tür tümörler, asıl kanserli dokunun özelliklerini taşır ve aynı adı alırlar. Örneğin, akciğer ve meme kanserleri beyin metastazı yapan kanserlerdendir.
Beyin metastazı ne demektir?
Beyin metastazı, beynin dışındaki doku ve organlarda gelişen bir kanserin beyin dokusuna yayılması ve orada da tümör oluşturması demektir. Bu tip tümörlere sekonder tümör de denir. Beyinde en sık rastlanan tümörler bu tip tümörlerdir. Kanser hastalarındaki ölümlerin en başta gelen nedenlerindendir.
Hipofiz tümörü nedir?
Hipofiz tümörü ya da hipofiz adenomu, genellikle hipofiz bezinin ön tarafında ortaya çıkan iyi huylu bir tümör oluşumudur. Hipofiz tümörleri primer beyin tümörlerinin yaklaşık olarak %15’ini oluşturur.
Hipofiz nerededir? Ne işe yarar?
Hipofiz bezi beynin tabanında, hemen burun kökünün arkasında, sella tursika adı verilen bir kemik yapının içinde bulunan, fasulye büyüklüğünde bir salgı bezidir. Bu bezden prolaktin, büyüme hormonu ve adrenokortikotropik hormonlar salgılanır. Bu hormonlar vücutta cinsel gelişme, kemik gelişmesi, kas yapımı, stressle baş etme ve hastalıklardan korunma gibi birçok önemli fonksiyona yardım ederler. Hipofiz tümörleri bu normal hormonal işleyişi bozar. Bazı hipofiz tümörleri ise hormon salgılamazlar.
Ependimoma nedir?
Beyin içindeki destek hücrelerinden, yani glialardan oluşan tümörlere glioma denir. Ependimoma bir gliomadır. Ependimomalar beynin içindeki boşlukları yani ventrikülleri kaplayan ependima hücrelerinden köken alırlar. Ependimolar yumuşak, grimsi veya kırmızı tümörlerdir. Bazen içlerinde sıvı dolu kistler ya da kireçlenmeler bulunabilir.
Beyin anevrizması nedir?
Beyin damarlarından birinin içindeki kas tabakasının zayıflığından dolayı damarda oluşan balonlaşmaya beyin anevrizması denir. Bu balonlaşma damar duvarında incelme ve zayıflamaya neden olur. Bu damarın zayıfladığı bu yerden yırtılması sonucunda oluşan beyin içi kanamaya subaraknoid kanama denir. Bu tür kanamalar inmeye, komaya veya ölüme neden olabilir.
Beyin kanaması nedir?
Beyin kanaması beyin içindeki atar damarlardan birinin yırtılması nedeniyle beyin içine kanama olması demektir. Kanama olduğu zaman da, esnek olmayan bir yapı olan kafatasının içinde bulunan beyin, içine dolan sıvının oluşturduğu basınç altında kalır, ezilir ve buna bağlı olarak çeşitli bulgular ortaya çıkar.
Kaç tip beyin kanaması vardır?
İki tip beyin kanaması vardır: beyin içine kanama (intraserebral) ve beyin zarlarının altına (subaraknoid) yani beynin çevresine kanama.
Beyin Kanaması
Beyin kanaması beyin içindeki atar damarlardan birinin yırtılması nedeniyle beyin içine kanama olması demektir. Kanama olduğu zaman da, esnek olmayan bir yapı olan kafatasının içinde bulunan beyin, içine dolan sıvının oluşturduğu basınç altında kalır, ezilir ve buna bağlı olarak çeşitli bulgular ortaya çıkar.
Kaç tip beyin kanaması vardır?
İki tip beyin kanaması vardır: beyin içine kanama (intraserebral) ve beyin zarlarının altına (subaraknoid) yani beynin çevresine kanama.
Beynin içine olan kanamada (intraserebral) ne olur?
Bu tip kanamalarda beynin içindeki küçük atardamarlardan birinin yırtılması söz konusudur. Bu durumda kanamanın olduğu bölgedeki beyin dokusu üzerine bası olur ve beynin o bölgesinin yönettiği beden bölgesinde işlev bozuklukları ortaya çıkar. Beyin içine olan kanamaların en sık rastlanan nedeni yüksek tansiyondur. Yüksek tansiyonun küçük damarlar üzerinde yıllar süren etkisiyle damarlar zayıflar ve yırtılmaya yatkın hale gelirler. Bu tür beyin kanamalarından korunmanın en etkili yolu kan basıncını normal sınırlar içinde tutmaktır.
Beynin zarlarının altına olan (subaraknoid) kanamada ne olur?
Bu tip kanamalarda beynin tabanındaki büyük atardamarlardan birinde yırtılma söz konusudur. Bu durumda akan kan beynin bütün çevresine ve beyin-omurilik sıvısının içine de yayılır. Subaraknoid kanamaların çoğunun nedeni beyin içinde var olan bir anevrizmanın yırtılmasıdır. Bu anevrizmaların duvarları incedir ve bu nedenle de yırtılmaya eğilimlidir. Bu anevrizmalar bazı insanlarda vardır, bazılarında yoktur. Bunun nedeni bilinmemektedir. Bazı insanlarda anevrizmalar doğuştan itibaren vardır ancak bunlar hayat boyu yırtılmazlar. Ama anevrizma yırtılmasının sonuçları genellikle çok ciddidir. Anevrizması kanayan hastaların yaklaşık yarısı kaybedilir. Anevrizmanın dışında bir neden de arteriovenöz malformasyonlardır.
Subaraknoid kanama daha çok kimlerde olur?
Bu tip kanamalara genellikle 10.000’de 1 rastlanır. Tüm inmelerin yaklaşık olarak %5-10’u subaraknoid kanamaya bağlı olarak ortaya çıkar. Daha çok 20-60 yaş grubunda görülür. Kadınlarda erkeklere kıyasla biraz daha fazla görülür.
Bütün subaraknoid kanamalar atardamarların yırtılmasından mı meydana gelir?
Hayır. Subaraknoid kanamaların küçük bir kısmında atardamar yırtığı bulunmaz. Bu tip kanamalar kendiliğinden olur ve genellikle beyinde perimezansefalik boşluklarda görülürler. Bu tip subaraknoid kanamanın iyileşme şansı çok yüksektir. Bu tip kanamanın toplardamar ya da ince kapiller damarlardan olduğu sanılmaktadır.
Subaraknoid kanamanın belirti ve bulguları nedir?
En sık rastlanan bulgu ani başlayan başağrısıdır. Bu başağrısı genellikle “şimdiye kadarki en kötü ağrı deneyimi” olarak adlandırılır. Ağrıdan önce kafa içinde bir patlama hissi alınmış olabilir. Bütün kafada olan ağrı genellikle arka taraflarda daha şiddetlidir. Bulantı ve kusma da başağrısına eşlik edebilir. Bunun yanı sıra bilinç bulanıklığı, dikkatte azalma ve giderek komaya kadar gidebilen bilinç bozuklukları görülebilir. Görme bozuklukları, çift görme, görmede kör noktaların olması veya tek gözde ani görme kaybı da ortaya çıkabilir. Boyun ağrılı ve serttir. Işık gözleri rahatsız edebilir. Boyun ve sırt ağrıları olabilir. Kişi havale geçirebilir. Bedenin bir bölgesi hareket ettirilemeyebilir veya o bölgedeki duyular yitirilebilir. Kişilik bozuklukları, kafa karışıklığı, sinirlilik,ortaya çıkabilir.
Beyin kanaması olduğu kesin olarak nasıl anlaşılır?
Hekimin yapacağı nörolojik muayenenin sonucunda hastada meninkslere bası yapan bir durumun olduğu ortaya çıkacaktır. Muayene sonucunda ense sertliği, bedenin çeşitli yerlerinde nörolojik bozuklukların bulunması ve göz dibi muayenesinde kanamanın görülmesi beyin kanaması tanısı koymaya yardımcı olur. Yapılan CT veya MRI incelemesinde de subaraknoid bölgede kanama görülür. Ayrıca beyin omurilik sıvısında da kan bulunur. Beyin damarlarının anjiyografisi ile de anevrizmalar, veya diğer damar bozuklukları gösterilebilir ve kanamanın yeri tam olarak saptanır.
Beyin kanamasının tedavisi nasıl yapılır?
Tedavinin amacı hayatı kurtarmak, bulguları gidermek, kanamanın sebebini ortadan kaldırmak ve istenmeyen durumların gelişmesini önlemektir. Koma tedavisi hastanın uygun pozisyonda yatırılması, hava yolunun açık tutulması, yaşam desteği sağlanması ve kafa içi basıncının azaltılması amacıyla kafa içindeki sıvıyla dolmuş bölgelere ince bir plastik tüpün yerleştirilmesi olarak özetlenebilir.
Kişinin bilinci açıksa kesin yatak istirahati önerilir. Bu aşamada kafa içi basıncını artıracak her türlü etkinlikten kaçınılması gerekir. Bu da aşağıya doğru eğilmek, gerinmek, aniden pozisyon değiştirmek ve benzer şeylerdir. Dışkılama sırasında ıkınma yoluyla kafa içi basıncının artmasının önlenmesi için de dışkı yumuşatıcıları ya da laksatifler kullanılabilir.
Baş ağrısının giderilmesi için ağrı kesiciler ve gerginlik azaltıcı ilaçlar (anksiyolitikler) kullanılabiilir. Kan basıncı çok yüksekse bunu düzenlemek için uygun ilaçlar kullanılabilir. Hasta havale geçiriyorsa bunların önlenmesi için uygun ilaçlar kullanılabilir. Kan damarlarında spazm olmasını önlemek için de hekim ilaç kullanabilir. Cerrahi tedaviye genellikle ihtiyaç duyulur. Bu da ya kraniotomi yoluyla kafatası açılarak yapılan anevrizma klipsleme ameliyatı, ya da kasık atardamarlarından biri kullanılarak beynin içine bir platin yay gönderilmesi yoluyla yapılan endovasküler girişim aracılığıyla olur. Beyin içine oluşan büyük miktardaki kanamanın giderilmesi için de cerrahi girişim yapılması gerekebilir.
Beyin kanamaları önlenebilir mi?
Beyin kanamalarını önlemenin en etkili yolu kan basıncını kontrol altına almak ve normal sınırlar içinde tutmaktır. Bunun için verilen ilaçların düzgün kullanılması, gerekiyorsa fazla kiloların verilmesi ve düzenli olarak egzersiz yapılması önemlidir. Ayrıca tesadüfen keşfedilen anevrizmalara cerrahi tedavi uygulanabilir.
İnme nasıl oluşur?
Beyne gelen kan akımı herhangi bir şekilde kesintiye uğradığı zaman beyin hücreleri kendileri için gerekli olan oksijen ve besin maddelerini alamazlar. Eğer bu sorun çok kısa bir süre içinde çözümlenmezse kalıcı beyin hasarı oluşur. Beyin hücreleri öldükten sonra yeniden canlanamazlar ve hasar kalıcı olur. Beynin içindeki ya da boyundaki kan damarlarında herhangi bir tıkanıklık beyne giden kan akımını engelleyerek beynin ihtiyacı olan oksijen ve besin maddelerinden yoksun kalmasına neden olur. Bu durumda sorun yeterli kan akımının olmamasıdır. Bunun tersi olarak çok fazla kanın olması da sorun yaratır. Beynin içindeki kan damarlarında oluşabilecek herhangi bir yırtılma beyin kanamasına neden olur; bu da hassas beyin dokusunda genellikle geriye dönüşümsüz hasar yaratır ve daha öldürücüdür.
Kaç tip inme vardır?
İki tip inme vardır: iskemik inme ve hemorajik inme. İskemik inme daha sık rastlanan inme türüdür ve beyne giden kan akımı kesildiği zaman ortaya çıkar. Hemorajik inme beynin içine ya da çevresine kanama olduğu zaman ortaya çıkar.
İnme kimlerde daha sık görülür?
İleri yaşlarda daha sık görülmesine rağmen inmeler her yaşta oluşabilmektedir. Kişide şu faktörlerin olması inme geçirme riskini artırmaktadır: sigara içmek, yüksek tansiyon hastası olmak, şeker hastası olmak, kalp hastalığı öyküsü olmak, kan kolesterol seviyesi yüksek olmak, doğum kontrol hapı kullanmak.
İnmenin belirti ve bulguları nelerdir?
İnmenin belirti ve bulguları çok değişik olabilir. Ancak bütün bulgular aniden ortaya çıkar. İnmeyi akla getirmesi gereken belirti ve bulgular şunlardır: çok şiddetli baş ağrısı, kafa karışıklığı, kişileri, bulunulan yeri ve zamanı birbirine karıştırma, herhangi bir kolda bacakta veya yüzde uyuşma, zayıflık veya hareket ettirememe, konuşmanın aniden bozulması, görme kaybı, denge kaybı veya koordinasyon isteyen becerilerin yapılamaması.
İnme hastalarının yaklaşık olarak %30’unda geçici iskemik atak öyküsü bulunur. Geçici iskemik atakların belirti ve bulguları da yaklaşık olarak aynıdır ancak bu bulgular sıklıkla birkaç dakika içinde geçerler. Bulgular ne olursa olsun hepsinin 24 saat içinde geçmesi nedeniyle bu atağa geçici iskemik atak denir.
İnme nasıl tedavi edilir?
İnme sonrasında kişide kalmış olan sekellerin giderilmesi ya da mümkün olduğunca aza indirilmesi için çeşitli uzmanlar birlikte çalışır. Ancak inme olduğu sırada bunun tanısının mümkün olduğunca erken konması ve tedaviye yine mümkün olduğunca erken başlanması, tedavi başarısı ve kalıcı sekellerin önlenmesi açısından son derece önemlidir. Mikrocerrahi yöntemlerinin gelişmesi ve cerrahi lazer kullanımı ile, geçmişte tedavisinin mümkün olmadığı düşünülen vakalarda bile yüz güldürücü sonuçlar almak mümkün olabilmektedir.
İnme tanısı erken dönemde konarsa beyin cerrahlarının çeşitli tedavi seçenekleri vardır. Bunlar kafanın içinde kanamakta olan bir anevrizmanın tamiri, beyin içinde tıkanma yaratan kan pıhtılarının temizlenmesi ya da boyundaki karotis damarlarından kopup beyin içinde tıkanma yaratabilecek plakların temizlenmesidir.
Boyun damarlarının inmeyle ne ilişkisi vardır?
Boyundan geçen iki büyük atar damar olan karotis damarları beyin için gerekli olan oksijen ve besinlerin beyne ulaşmasını sağlar. Bu damarlar kolesterol ve diğer materyallerin birikimiyle oluşabilecek yağlı plaklar tarafından daraltılabilir. Bu plak büyüdükçe beyne yeterince kan gidemez. Buna damar sertliği adı verilir. Plak yeterli büyüklüğe ulaştıktan sonra üstünden küçük bir parça koparak beynin içine gidebilir. Kendi çapından daha küçük bir atardamara ulaştığında bu plak, tıkanma etkisi ile iskemik inmeye neden olabilirler.
Epilepsi
Epilepsi ne sıklıkla ve kimlerde görülür?
Epilepsi nüfusun yaklaşık olarak binde 5’ini etkiler ve her yaşta görülebilir. Risk faktörlerinin arasında ailede epilepsi öyküsünün olması, kafa travması ya da beyne herhangi bir şekilde zarar gelmiş olması sayılabilir.
Epilepsinin belirti ve bulguları nelerdir?
Belirti ve bulguların şekli çok değişiklik gösterir. Bazı hastalarda gözlerin dalması, bir yere bakakalma gibi olan nöbetler bazılarında çok şiddetli kasılmalarla havale geçirmeye kadar gidebilir. Bazı hastalar nöbetlerin geleceğini anlayabilirler. Bir koku, farklı bir duyu veya duygusal değişiklikler nöbetten önce kendini gösterebilir.
Epilepside tanı nasıl konur?
Tanı süreci dikkatli bir öykü alma ile başlar. Yapılan elektroensefalografik (EEG) incelemede beyin içinde havale odaklarının varlığı gösterilebilir. Nöbetler arasında EEG normal olabilir, bu nedenle uzun dönemli EEG çekimi yapmak gerekebilir. Hekim diğer kan testlerinin yanı sıra CT, MRI ve boyun omurilik sıvısı incelemesi sonuçlarını da görmek isteyebilir.
Epilepsi iyileşir mi? Hastaları ileride nasıl bir yaşam bekler?
Epilepsi kronik, yaşam boyu süren bir hastalık olabilir. Bazı kişilerde ilaç ihtiyacı yıllar içinde azalıp tamamen ortadan kalkabilir. Bazı çocukluk çağı epilepsileri yaş ilerledikçe düzelir. Nöbetlere bağlı olarak yaşam kaybı veya beyin hasarı çok nadir görülür, ancak nöbet çok uzun sürerse ya da çok kısa süre içinde birden çok nöbet geçirilirse hasta kaybedilebilir. Ölüm ya da beyin hasarı, nöbet sırasında çok uzun bir süre boyunca nefes alınamamasına bağlı olarak oksijensizlikten dolayı ortaya çıkar.
Araba kullanırken ya da tehlikeli araç gereçle çalışırken nöbet geçirme sonucunda da hayatı tehdit edecek durumlar ortaya çıkabilir. Bu nedenle nöbetleri kontrol altına alınamamış epilepsi hastalarında bu etkinliklerin engellenmesi gerekebilir.
Epilepsi nedeniyle hastaların başına gelebilecek kötü durumlar nelerdir?
Epilepsi hastaları şu istenmeyen durumlarla karşı karşıya kalabilirler:
- Çok uzun süre nöbet geçirme, ya da üst üste nöbet geçirme
- Nöbet sırasında düşme, bir taraflara vurma ya da kendini ısırma nedeniyle yaralanmalar
- Araba ya da herhangi bir makina kullanırken nöbet geçirme sonucu oluşan yaralanmalar
- Nöbet sırasında akciğerlere sıvı kaçması sonucu oluşan zatürreeler
- Kalıcı beyin hasarı (inme ya da diğer)
- Öğrenme güçlüğü
- Ilaçların yan etkileri
- Epilepsi ilaçlarının çoğu doğumsal anomalilere neden oldukları için hamile kalmayı düşünen kadınların bu durumu hekimleriyle konuşmaları önemlidir.
Epilepsi önlenebilir mi?
Epilepsiyi önlemenin bilinen bir yolu yoktur. Ancak uygun beslenme ve yeterli uyku, alkol ve uyuşturuculardan uzak durulması, epileptik hastalarda nöbet oluşumunu azaltabilir. Riskli etkinlikler sırasında kafaya kast takılması kafa travmasını önleyerek buna bağlı olarak ortaya çıkabilecek olan epilepsi riskini azaltır.
Epilepsi tedavisi nasıl yapılır?
Tekrarlayan nöbetler için altta yatan bir neden belirlenmişse bu nedenin tedavi edilmesi önemlidir. Bu, enfeksiyonların tedavisi, beyin tümörü ya da diğer beyin hastalıklarının cerrahi tedavisi anlamına gelebilir. Ağızdan alınan ilaçlarla nöbetler kontrol edilmeye çalışılır. Bu ilaçlarda kişiye özel doz ayarlaması yapmak önemlidir. Alınan ilacın tipi nöbetin tipine göre değişir. Bazı ilaçların kan düzeylerinin dikkatli bir şekilde izlenmesi ve ayarlanması gerekebilir.
Bazı hastalarda birçok ilaç kullanılmasına rağmen nöbetler kontrol altına alınamaz. Buna refrakter epilepsi adı verilir. Bu durumda nöbetleri oluşturan anormal hücrelerin çıkartılması için cerrayi bir girişim uygun olabilir. Bazı hastalarda göğüs içine yerleştirilen bir aletle vagus siniri üzerine uyarı yapılarak nöbetlerin önlenmesine çalışılabilir.
Epilepside cerrahi tedavi kime yapılır?
Epilepside cerrahi tedavi yapılabilmesi için hastada aşağıdaki özelliklerin olması gereklidir:
- Nöbetlerin gerçek nöbet olması, yalancı nöbet olmaması gerekir.
- Hastanın standart tıbbi tedaviyi denemiş ve bundan yarar görmemiş olması, ya da ilaçlara karşı vücudunun şiddetli tepki vermiş olması gerekir
- Nöbetlerin her zaman beynin tek bir tarafında başlıyor olması gerekir
- Beyin içinde nöbetlerin başlatıldığı bölgenin konuşma, hafıza, görme gibi önemli fonksiyonlarla ilişkili olmaması gerekir.
Beynimde uyuşmalar var
Sefa 11 Ağustos 2013
selam, bazen bir anda beynime uyuşmalar giriyor. sebebi ne olabilir yardımcı olursanız sevinirim.
sefsef@gmail.com
Menenjitin etkisi
Hakan. 14 Ağustos 2013
merhaba, kücükken memenjit gecirmiştim. bunun beyne bıraktığı kalıtılar olabilirmi tıp olarak ?
hakanca@hotmail.com